Zamanın durduğu mekanlar

İstanbul’un baş döndürücü akışından ve titreşiminden uzak durmak mümkün değil gibi geliyorsa da, bu tam doğru değil. Bu akşam 4 gibi Boğaz’ın Anadolu yakası sahil yolunun trafiğini enlemesine yayan geçerek, Hamid-i Evvel (Beylerbeyi) Camiinin bahçesine girdim. Girer girmez zaman sanki durdu; belki tam durmadı ama 1000 defa yavaşladı. Trafiğin gürültüsü caminin kalın bahçe duvarlarını delip geçemediği için herşey sessizlik içindeydi. Caminin bahçesindeki sıralarda oturanlar mı dersiniz, balık tutanlar mı, herkes ya hiç hareket etmiyor veya çok yavaş hareket ediyorlardı.

Kedinin biri ise derin bir uykuya dalmıştı. Uyanacak gibi değildi.

İstanbul işte böyle bir şehir. Uçak hızı, araç hızı, insan hızı var ama zamanın durduğu veya hızın sıfıra yakın olduğu mekanlar da var. Öyle bir ortamda sonsuza kadar huzur içinde oturabilirsiniz. Sizi hiç bir şey ırgalamaz. Ancak şimdi (evlatlarının gereksiz aceleci geleceğini tahmin eden) ecdadın niçin böyle yerlerde mesken tuttuğunu anlayabiliyorum.