Latife ediyorsunuz, Hüsamettin bey!
Babam çok yakışıklı bir adamdı. İTÜ öğrencilik yıllarımda senede 2-3 defa Tahtakale’ye alışveriş için geldiğinde peşine it gibi düşerdim, arkasından yetişmeye çalışırdım. Gittiğimiz yerlerde beni kardeşim diye tanıtır ve herkesin inandığını görünce kahkahalarla güler, “yok bu delikanlı benim oğlum” derdi. Bu sefer de kimse inanmaz, “latife ediyorsunuz, Hüsamettin bey” derlerdi.
Böyle kıral bir adamın bazen oğlu olmaya ve de bazen de kardeşi olmaya layık olmaya çalıştım. Allah bu dünyadan göçen babalarımıza rahmet etsin.