Afanesyev paradoks
Yuri N. Afanasyev bir Rus tarihçi. Şu sözü çok hoşuma gider: “Russia is a country with an unpredictable past.”
Gelecek yerine geçmişin tahmin edilemez olması bir çelişki değil de, Stalin’le birlikye başlayan revizyonizm hareketlerine yapılan zekice bir eleştiri. Her gelen lider, öncekinin yaptıklarını inkâr veya ret ediyordu. Afanasyev bunu işaret ediyor: Dikkat! Tarih her an değişebilir!!
Bence bizim de benzeri bir tarih sorunumuz var. Prensip olarak farklı bir sorun. Tarihçilerin uzak tarihi bilme konusundaki sıkıntıları bilinir: daha az yazılı doküman, daha az kayıt, yok olmuş veya kaybolmuş deliller uzak tarihi iyi bilmemize engel. Ancak çok ilginçtir, Türkiye’de uzak tarih çok iyi bilinir ama yakın tarih hemen hemen hiç bilinmez, hep karanlıktadır. Bir tür Afanasyev paradoksu: Tarih bizden (şimdiki zamandan) ne kadar uzaksa o kadar iyi biliyoruz; ne kadar yakınsa o kadar az biliyoruz. Demans (dementia) hastalarının içinde bulunduğu duruma çok benziyor. 2 saat önce yemek yediğini unutur ve gün içinde 7-8 defa yemek talep ederler. Ama çocukluklarına kadar giden hatıraları çok detaylı ve yanlışsızdır.
O yüzden bize de bir Afanasyev-vari bir eleştiri deyimi gerekiyor. Sizce bu nasıl: “Turkey is a country with an indeterminate near past, while its far past is well-known and unambiguous”. Ben yenisini (daha kısasını) düşünene kadar, lütfen bununla idare edin.
Sonsöz: Sovyet dönemi Rusyasından daha kötü durumdayız. Revizyona kalkışacak kadar bile yakın tarihi bilmiyoruz.